Boris Brejcha, dans pistlerini sarsmayı vaat eden, merakla beklenen onuncu stüdyo albümü ‘Never Stop Dancing’i dinleyicileriyle paylaştı.
Techno ve minimal high-tech tarzları ile aşılanmış, merakla beklenen onuncu stüdyo albümü ‘Never Stop Dancing’i paylaşıyor. On iki parçalık EP Ultra Recordz aracılığıyla yayınlandı
Son birkaç aydır Brejcha, yepyeni EP’sinden bazı alıntılar paylaşıyor ve albüme hakim olacak minimal techno’nun ön izlemesini yapıyor. ‘Spicy’, ‘House Music’, ‘Take A Ride’, ‘Twisted Reality’ ve başlıklı parçası ‘Never Stop Dancing’ albümdeki ilk beş parça ve daha önce bireysel olarak piyasaya sürülen bu beş şık parçaya, ‘Never Stop Dancing’i oluşturmak için yedi yeni parça katılıyor.
Boris Brejcha, yalnızca inanılmaz bir Venedik maskesiyle performans göstermesiyle değil, aynı zamanda gerçek bir enerji fırtınasına dönüşen performanslar sergilemesiyle de dünya çapında tanınmaktadır. Maskeli efsanenin yeteneklerinden bir diğeri de beğenilen albümlerin piyasaya sürülmesi. Henüz 2006 yılında sahneye çıksa da hem sayı hem de kalite olarak çokça diskografisi ile aktif ve çalışkan bir prodüktör ve dj olduğunu göstermiştir. Bu enerjinin üretim hızının kanıtı 2021’dir. ‘Never Stop Dancing’den önce, Boris Brejcha bu yıl ‘EXIT’, ‘Matrix’ ve ‘Vodka & Orange’ı piyasaya sürdü, hepsi de özgün parçalara sahiptir.
‘Never Stop Dancing’ albümün de Boris’in eşi Ginger’ın beş parçada vocal olarak yer alıyor.
Halihazırda bilinen beş parçanın yanı sıra, EP’ de yedi yepyeni dans kesimi sunuyor. ‘Hold Your Speakers’, Brejcha’nın karakteristik ritmine, dalgalı sentezleyicisine sahiptir ve her yerinde minimal high-tech tarzına sahiptir. ‘State Of Mind’, yetenekli çiftin bir başka kaliteli prodüksiyonu olarak kendini gösteren, öncekilerden daha kozmik ve tetikleyici, çok dinamik bir parça. ‘Falcon’ biraz daha derin ve karanlık, daha içe dönük ve melodik bir örnek, tüm albümde mevcut olan belirgin ritmi kaybetmeden, kavramsal olarak ‘Himmelblau’ya oldukça benziyor. “Underworld” ve “Skywalker”, Brejcha’nın fantastik ve büyülü konseptiyle sonuçlanan bazı tizlik sıçramalarıyla Avrupa technosu’nun klasik seslerinden yararlanarak, biraz endüstriyel bir DNA’yı paylaşıyor.